Dünyada 5 şehirde gerçekleşen Sonar Festival, bu sene ülkemizde 4. kez gerçekleşti. Zorlu PSM’nin ev sahipliği yaptığı festivalde 50’ye yakın sanatçı performans sergiledi. Aynı anda 4 farklı yerde performansların sergilendiği ve ana girişte audio/visual LED gösterilerinin olduğu bir festival oldu. Sonar +D kapsamında ise 10.00-19.00 arasında konuları “manyetik alan tabanlı parametrik dizayn ve görselleştirme teknikleri”nden “yapay zeka ile müzik prodüksiyonu”na giden çeşitli workshoplar, VR deneyimleri ve söyleşiler gerçekleştirildi. Alıştığımız konser serileri şeklinde olan festival modelinden farklı bir tecrübeydi.
Bugünlerde hayatımızı tamamen değiştiren COVİD-19 virüsü, festival tarihinde Türkiye’de henüz görülmemişti fakat yine de önlemler alınmıştı. PSM’nin birçok noktasına el dezenfektanları yerleştirilmişti. Virüs dolayısıyla iptal edilen performanslar da oldu. Paul Kalkbrenner’in iptalinden dolayı 5 Mart günü planlanan festival açılışı tamamen iptal olmuş oldu. Ayrıca Denis Sulta, Red Axes gibi isimler de gelemeyeceklerini belirttiler ve yerleri Skream ve COMA gibi isimlerle dolduruldu.
Zorlu PSM’de iki gün boyunca bütün sahnelerde birçok farklı performansa tanıklık ettik. Bunları sahnelere göre ayırmak daha kolay olacak çünkü festivalde herkesi dinlemeye çalıştığımız için sürekli yer değiştiriyorduk. Bu fikir festivale gelmeden önce yorucu olacak gibi dursa da aslında festivali farklı kılan bir yön oldu. Sürekli hareket ediyor, farklı tarzda müzikler ve atmosferler deneyimliyorduk.
SonarClub, Zorlu PSM Ana Sahnedeydi. Oceanvs Orientalis’in “ex nihilo” albümünün lansmanı da sayılabilecek live performansı muhteşemdi. Christian Löffler de yeni albümü “Lys”ten live performansını sergiledi. Synth pop tarzında müzik yapan Coma, festivalin genel havasına güzel bir aroma katmış oldu. Adam Beyer, Cuma gecesi boyunca beklenen headliner isimdi ve gece 4 gibi geç bir saatte sahne alması biz de dahil festival katılımcılarını çok memnun etmedi. İkinci günde ise Erdem Tunalı harika görsel- işitsel performansıyla bizi geceye hazırladı. Kölsch, performansında mixing sırasında bir iki talihsizlik yaşasa da dinleyicilerin enerjisini daima yüksek tuttu. Ben Klock ve ardından Paula Temple’da ise festivalin son saatlerini yaşıyorduk ve harika bir kapanış yaptılar.
SonarLab by Red Bull, Studio sahnesindeydi. Red Bull sponsorluğunda elektronik müziğin ana akımından çok farklı tarzlarda ve çok daha yüksek BPM’lerde çalan DJ’ler vardı. Skee Mask, Bjarki, Umfang, Skream, DJ Python gibi isimlerle içerde 5 dakika mı yoksa 5 saat mi geçirdiğimizden emin olamayarak dans ettik.
Sonar Mini ise yerli isimleri Touché Salon’da ağırlıyordu. Lokal sahneden aksak, Ali Gültekin, Çağan Tunalı gibi isimler bizi bekliyordu. SonarMini, zaman zaman festivalde en çok eğlendiğimiz sahne oldu. Genel olarak house müziğin neşeli ritimleriyle dans edebildiğimiz güzel bir atmosfer oluşturulmuştu.
Sonar Screen ise Zorlu PSM’nin girişindeki büyük LED ekranda iki gün boyunca bizlere ışık gösterilerinin ve müziğin birleştiği harika bir deneyim yaşattı. Kimi zaman DJ performanslarının, kimi zaman da Chromas korosunun canlı performanslarının eşlik ettiği ışık ve LED şovları vardı.
Festivalde yapılan bazı düzenlemeler örnek alınması gereken türdendi. Daha yeşil bir festival için, içecek alınırken plastik bardaklara iade teşviki yapılması bizi sevindirdi. Umarız ülkemizde bütün festival ve konser organizasyonları benzer düzenlemelerde bulunur.
Sonar İstanbul 2020, tüm aksaklıklara rağmen bizler için genel olarak çok keyifli geçti. Umarız 2021’de de harika bir festival bizi bekler!