Yeni yılın coşkusunu yaşarken, 2024’e dair unutulmaz anları hatırlayacağınız özel bir derleme hazırladık. İyi keşifler dileriz!
2024 yılının sonlarına yaklaşırken, müzikseverleri heyecanlandıran iki önemli albüm müzik dünyasında yerini aldı. Türkiye’deki müzikseverler, uzun zamandır özlemini çektikleri albümlere nihayet kavuştu. Türk müziğinin efsanevi gruplarından Duman ve Türk rap sahnesinin vazgeçilmez isimlerinden Ezhel, sessizliği bozarak, özlenen albüm deneyimini dinleyicilerine yeniden yaşattı.
Duman’ın 13 Aralık 2024’te yayınladığı Kufi albümü, 11 yıllık bir hasreti noktaladı. Uzun bir aradan sonra gelen albüm Kufi, Duman’ın klasik tarzına sadık kalırken, aynı zamanda yeni bir renk katmayı da başarıyor. Albüm, toplumsal eleştiriyi güçlü bir şekilde taşırken dinleyicilerde aşk, bireysel özgürlük ve melankoli gibi kişisel duyguları da uyandırmayı başarıyor.
Kufi ismi, anlam yüklü bir geçmişe atıfta bulunurken, albümün genel havası da bu temayı yansıtıyor. Kufi isimli şarkı, melankolik atmosferi ve anlam yüklü sözleriyle dikkat çekerken; Gazze’de ve Zelzele gibi şarkılar, toplumsal mesajlar taşıyan güçlü parçalar olarak öne çıkıyor. Ayrıca, Canımsın ve İçimde Aşk Var gibi parçalar, grubun duygusal ve romantik yanını da vurgulamayı ihmal etmiyor.
Klasik Türk rock müziğinin modern grunge, alternatif rock ve akustik türlerle harmanlandığı bu albümde, elektrik gitar ağırlıklı yapı bazı şarkılarda sade düzenlemeler ve akustik dokularla destekleniyor. Kendine has tarzıyla yıllardır gönüllere taht kuran bu efsanevi grubun Kufi albümü, dinleyiciler üzerinde beklenen etkiyi bırakmış gibi görünüyor ve uzun süre konuşulacağının sinyallerini veriyor.
Ezhel’in 22 Kasım 2024’te yayınladığı Derdo albümü, içsel yolculuklardan toplumsal meselelere, kişisel mücadelelerden ilişkilere kadar geniş bir yelpazede derin temalar sunuyor. Müzikal olarak Derdo, rap’in yanı sıra reggae, trap ve funk gibi farklı türlerle zenginleşiyor. Bu çeşitlilik, albümü dinamik ve akıcı bir yapı kazandırırken, dinleyicilerin zihninde yer etmeyi başarıyor.
Albümdeki iş birlikleri de albümü farklı bir boyut katıyor. Özellikle Uchigatan şarkısında, prodüktörlükle tanınan Bugy’nin vokal performansı, şarkıya yeni bir boyut kazandırıyor. Bu şarkılar, Ezhel’in rap ustalığını ve konuk sanatçılarla oluşturduğu güçlü uyumu bir kez daha gözler önüne seriyor. Derdo, dinleyicisine benzersiz bir deneyim sunuyor ve hem sözsel derinliği hem de müzikal çeşitliliğiyle Türk rap müziğine bir kez daha kendine özgü bir soluk getiriyor.
2025 için geri sayımın başladığı bugünlerde, biz dinleyicilere adeta bir şölen sunan bu albümlerden mahrum kalmadığımız renkli bir yıl diliyoruz!
Türkiye, geçmişten bu yana müzik konusunda zengin bir birikime sahip bir ülke oldu. Müziğe karşı yoğun ilgi duyulan bu ülkede arabeskten popa kadar birçok türde eserler üretildi ve müzik hayatımızın vazgeçilmezi haline geldi.
Şüphesiz rock müzik bu ilginin en büyük göstergelerinden biri. 1960’larda Cem Karaca, Erkin Koray, Barış Manço gibi isimlerin bu türü sahiplenmesiyle rock müzik, 7’den 70’e Türkiye’deki herkesin dinlediği bir tür haline geldi. İşte bu dönemde yabancı rock da gençler arasında yayılmaya başladı. O dönemden beri rock müzikle büyüyen insanlar, hayranı oldukları sanatçıların performanslarını izlemek istediler ve Türkiye’de yabancı müzisyenlerin konserleri artmaya başladı. 1990’larda Pink Floyd, Metallica gibi devlerin konserleriyle başlayan bu etkinlikler, günümüzde festivallerle bir gelenek halini aldı.
2024 yılında ise bu gelenek altın çağlarından birini yaşadı. Scorpions, Deep Purple, Opeth gibi gruplar, Türkiye’deki dinleyicilerinin müzik tutkusuna kayıtsız kalamadı.
İlk olarak Scorpions, Mayıs ayında KüçükÇiftlik Park’ta sahne aldı. Bu yıl, Love at First Sting albümlerinin 40. yılını kutlayan efsane grup, Rock You Like a Hurricane ve Still Loving You gibi klasiklerini Türkiye’deki hayranlarıyla buluşturdu. Önce 23 Mayıs’ta konser vereceğini duyuran grup, biletlerin saatler içinde tükenmesiyle sevenlerini kırmadı ve 25 Mayıs’ta bir konser daha verdi. İki gece üst üste gerçekleşen konserler, 2024 yılının unutulmaz etkinlikleri arasında yer aldı.
Scorpions’ın ardından bir başka rock efsanesi olan Deep Purple da Haziran ayında KüçükÇiftlik Park’ta konser verdi. Kariyerlerinde yarım asrı geride bırakan grup, üyelerinin yaşlarına rağmen hayranlarına unutulmaz bir gece yaşattı. Smoke on the Water ve Highway Star gibi zamansız eserleriyle dinleyicilere nostaljik bir akşam yaşatan grup, Türkiye’deki sevenlerine bir jest yapmayı da unutmadı. Grubun klavyecisi Don Airey, Mozart’ın Türk Marşı eserinin sonuna İstiklal Marşı’nı ekleyerek Türkiye’deki dinleyicilerine unutamayacakları bir anı yaşattı. Grubun vokalisti Ian Gillan, “İstanbul’a yeniden dönmek çok güzel. Sahnede sizden harika bir enerji alıyoruz. Sizleri çok seviyoruz.” sözleriyle Türkiye’de rock müziğe verilen önemi bir kez daha gösterdi.
Ağustos ayında ise İsveçli progresif rock grubu Opeth, Zorlu PSM’de sahne aldı. İki gece üst üste gerçekleşen konserlere hayranları akın etti. Grubun teknik ustalığı ve sahne performansları dinleyicileri kendilerine hayran bıraktı.
Bu konserler, Türkiye’deki rock baharına damga vuran yabancı sanatçıların yalnızca bir kısmını oluşturuyordu. 2024, Türkiye’nin uluslararası müzik sahnesindeki konumunu pekiştirdiği bir yıl oldu. Dünyaca ünlü gruplar, Türkiye’deki hayranlarının coşkusuna tanıklık etti ve Türkiye’deki müzikseverlerin unutulmaz anılar biriktirmesini sağladı. Rock severler tarafından uzun süre hatırlanacak bu yılın diğer dönemleri de şekillendireceğini umuyoruz. 2025’te Türkiye’nin daha fazla rock grubuyla buluşması dileğiyle! Görüşmek üzere!
Bu yıl katıldığımız birbirinden renkli festivaller hafızalarımızda yer etti. İşte keyifli anılar biriktirdiğimiz festivallerden favorilerimiz!
MIX Festival: 2-3 Kasım’da Zorlu PSM’de %100 Müzik katkılarıyla gerçekleşen MIX Festival 2024, çok sesli müziğin tüm renklerini bir araya getirerek unutulmaz bir deneyim sundu. Milky Chance ve Digitalism’in enerjik performanslarıyla başlayan festivalde, Altın Gün modern Türk psychedelic rock tınılarıyla coşkuyu artırdı, Starsailor nostaljik hitleriyle geçmişe yolculuk yaptırdı ve Trentemøller karanlık melodileriyle büyüledi. Local Natives, Can Temiz, Yīn Yīn ve Catching Flies gibi isimler de farklı sahnelerde unutulmaz performanslar sergiledi. Deneyim alanları ve elektronik müzikle dolu festival atmosferi, bu iki günü müziğe doyuran eşsiz bir etkinlik haline getirdi.
Gezgin Salon Festivali: İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın düzenlediği, +1 sponsorluğunda Parkorman’da 29-30 Haziran tarihlerinde gerçekleşen Gezgin Salon Festivali, müzikseverlere unutulmaz anlar yaşattı. Cumartesi ve Pazar günü boyunca, alternatif rock sahnesinin efsane ismi Travis, Brit rock’ın karizmatik sesi Miles Kane, elektronik müziğin yıldızları Stavroz ve Oceanvs Orientalis, Fransız saykodelik pop grubu La Femme gibi dünyaca ünlü sanatçılar sahne aldı. Festival, yalnızca müzikle değil, gün boyu katılımcılara sunduğu renkli stantlarla ve eşsiz deneyimlerle de dikkat çekti. Ayrıca Tuz Biber işbirliğiyle +1 Komedi Salonu’nda yapılan stand-up gösterileri, her iki gün boyunca katılımcılara kahkahalarla dolu anlar sundu. Şehrin karmaşasından uzaklaşıp Bonus Parkorman’ın eşsiz atmosferinde müziğin ve eğlencenin keyfini çıkaran katılımcılar, yazın en sıcak günlerini unutulmaz anlarla taçlandırdı.
Bozcaada Caz Festivali: Bozcaada Caz Festivali, bu sene 6-7-8 Eylül tarihlerinde sekizinci edisyonuyla Paribu ana sponsorluğunda gerçekleşti. Doğanın büyüleyici ağ yapısı olan miselyumdan ilham alan festival, biyoçeşitlilik ve sürdürülebilirliği odağına alarak katılımcılarını bir araya getirdi. Festival, cazın farklı türleriyle ve çeşitli disiplinlerden sanatçılarla, müziği ve çevre bilincini birleştirerek adada eşsiz bir atmosfer yarattı. Deniz Taşar, Léon Phal, Anika Nilles, Öner Karaçuha Quartet, Kraak & Smaak, Girl in Airports, Alfa Mist gibi sanatçılar sahne aldı, Bozcaada Ensemble gelenekselleşen performansı ile izleyicilere unutulmaz anlar yaşattı. Festival, doğanın içinde müziğin ritimleriyle birleşen bir paylaşım alanı sunarak, katılımcılarına yaratıcı bir atmosferde büyüyme ve dönüşme fırsatı sundu.
Türkiye’deki müzik sahnesinin öne çıkan isimlerinden Peyk grubu, özgün bir müzikal projeyle hayranlarının karşısına çıktı.
Kitlesel müzik üretimine mesafeli duran ancak geniş bir hayran kitlesine sahip olan Peyk, sıradışı şarkılarında kişisel ve tarihsel temaları ustalıkla harmanlıyor. Mesaj kaygısı gütmeden, yaşadığımız döneme dair izler bırakan grup, Hamiyet ile müzikseverlerin yanı sıra tiyatroseverlere de farklı bir deneyim sunmaya hazırlanıyor.
Hamiyet Müzikali, İstanbul’un dışındaki bir işçi mahallesinde, kocası ve iki kızıyla sakin bir hayat süren Hamiyet’in, 1980 darbesiyle altüst olan yaşamını konu alıyor. İrfan Alış’ın hikâyesinden esinlenerek, Deniz Madanoğlu tarafından kaleme alınan metin, güçlü bir dramatik anlatım sunuyor.
Yönetmenliğini, yurtiçi ve yurtdışındaki sahne projeleriyle tanınan Erol Babaoğlu’nun üstlendiği yapım, dönemin toplumsal travmalarını bir ailenin gözünden aktarıyor. Hamiyet Müzikali, darbenin bireysel hayatlarda yarattığı derin izleri sahneye taşıyan etkileyici bir yapım.
Hamiyet’in dünyasını kalemiyle, sesiyle ve sözleriyle var eden, Olta Dayanışma adında bağımsız sanatçıları destekleyen oluşumun kurucusu, birçok anımızda yer edinen şarkıların sesi ve ıslığı, birçok müzisyenin ve sanatseverin İrfan Abi’sini kaybetmenin üzüntüsünü yaşıyoruz.
Umuyoruz ki biz burada Acı’nın Şarkısı’nı dinlerken sen denizdesindir sakin ve güzel…
2024 yılı, Türk müzik sahnesi için unutulmaz bir yıl olarak tarihe geçti. Hem hayranlarının hem de müzik dünyasının dikkatini çeken Sertab Erener ve Ceza için Babala TV tarafından düzenlenen SAYGI konserleri, farklı türleri bir araya getirerek sevenlerine ilham verdi. Bu projeler, sanatçıların kariyerlerinde önemli bir yer kaplamasının yanı sıra, kolektif bir sanat olayı olarak da değerlendirildi.
SAYGI, Sertab Erener’in yıllar içinde kazandığı tecrübe ve müzikal birikimini, farklı kuşaklardan sanatçılarla bir araya getirerek dinleyiciler için köprü kuran eşsiz bir proje. Albüm, geçmiş ile geleceği buluştururken, sanatçının hit parçalarını yeniden hayata döndürdü. Albümdeki düetlerden biri olan Vur Yüreğim, Sertab Erener ve Şanışer’i aynı sahnede buluşturdu. Şanışer‘in yorumunu Sertab Erener‘in eşsiz tarzıyla harmanlayan bu performans, farklı türlerin uyumunu tekrar gözler önüne sererek büyük beğeni topladı. Selin Geçit’in modern dokunuşlarıyla yeniden hayat bulan İyileşiyorumve Kalben’in duygu yüklü yorumu ile seslendirdiği İncelikler Yüzünden ise albümün unutulmaz anları arasında yer alıyor. Bu iş birlikleri, Sertab Erener’in genç sanatçılara sahnesinde yer açarak Türk müziğine yaptığı katkıyı ortaya koydu.
Ceza ise SAYGI konseriyle Türkçe rap sahnesindeki etkisini tekrar göstermiş oldu. Bu konser, Ceza’nın rap kültürüne olan katkılarını dinleyicilere sundu, aynı zamanda yeni nesil rap sanatçılarıyla arasında güçlü bir bağ kurdu. Bu kollektif konserde, Gazapizm, Sefo, Killa Hakan, Çakal, Ayben, Anıl Piyancı, Şehinşah, Contra, Baneva, Lil Zey, Cartel, Ozbi, Server Uraz, Candan Erçetin, Gripin ve Yener Çevik sahne aldı. Türkçe rapin nesiller boyu süren etkisi ve dönüşümü dinleyicilerle buluştu.
SAYGI projesi, nesiller arası bir bağ kurarak, yeni nesil sanatçılar ve deneyimli ustaların aynı sahneyi paylaşmalarını sağladı. Bu proje, müziğin birleştirici ve dönüştürücü gücüne örnek olan eşsiz bir hale geldi. Bu projeler, farklı nesiller ve türler arasındaki iş birliğinin ne denli zenginleştirici olabileceğini bir kez daha ortaya koydu. 2024, müzikte çeşitlilik, birlik ve yaratıcılık yılı olarak hafızalarda yer etti.