Melisa Sarı’nın yazısıdır.
Bambaşka yer ve zamanlarda, yediden yetmişe herkesin karşısına çıkmış bir müzik grubu: MFÖ. 1971’de müzik hayatına başlayıp günümüzde bile hala aktif olan bu efsanevi üçlü, akıllara kazınan “Ele Güne Karşı”, “Güllerin İçinden” gibi şarkıların yaratıcısı olmakla birlikte, ülkemizi Eurovision’da iki kere temsil etmiş, pek çok tiyatro oyununun müziklerini bestelemiş ve ülkemizin müzikal tarihinde pek çok yeniliğin öncüsü olmuştur.
1965 yılında Mazhar ve Fuat’ın birlikte plak dinlemesiyle başlayan bu dostluk, Özkan’ın da katılmasıyla bildiğimiz, dinlediğimiz MFÖ’ye evrilmeye başlamıştır. Üçlü; Kaygısızlar grubunda çalmış, Erkin Koray, Barış Manço gibi dönemin efsanevi isimleriyle çalışmış, 1976’da Ayhan Sicimoğlu’yla İpucu Beşlisi’ni kurmuştur.
Yıllarca üzerinde çalıştıkları “Ele Güne Karşı Yapayalnız” albümünün çıkmasıyla resmen kurulan MFÖ; seksenlerden günümüze kadar bazen neşelendiren bazen hüzünlendiren şarkılarıyla bütün yaş gruplarının aklında yer edinmiştir. “Türkçe rock olmaz!” diyenlere en güzel cevabı vermiş ve dünya standartlarını yakalayabilmiştir. Bazen bir tebessümle, bazen sessiz gözyaşlarıyla, bazen kahkahalarla, bazen de hıçkırıklarla… Her defasında daha çok severek dinleyeceğiz.
Bu yazımızda MFÖ’nün bazı öne çıkan albümlerini, nostaljik fotoğraflarını derledik, bir de sizin için playlist ekledik.
ELE GÜNE KARŞI (1984)
MFÖ deyince aklına ‘Ele Güne Karşı’ gelmeyen yoktur. Aslında Ferhan Şensoy’un ‘Şahları da Vururlar’ adlı müzikal oyunu için bestelenen bu parçanın daha sonra bildiğimiz sözleri yazılmış ve albüme eklenmiş. Eklenmekle kalmayıp albüme de adını vermiş.
Plak şirketinin satılmayacağını öne sürdüğü bu albüm, uzun süre zirvede kalmış. Böylece şöhreti yakalayan MFÖ, bu albümde ilk Türk reggae’si olan Deli Deli’yi de seslendirmiş.
Albümün çıkış parçası olan Ele Güne Karşı’yı Mazhar Alanson “MFÖ’nün Satisfaction’ı” diye değerlendiriyormuş. E, haksız da değil yani. 1984’ten bu yana küçük büyük fark etmeksizin herkes, bu parçayı ezbere biliyor. Bestesi her ne kadar neşeli ve dinamik olsa da sözleri bir o kadar hüzünlü.
“Ele güne karşı yapayalnız, böyle de olmaz ki!”
MFÖ’YÜ MFÖ YAPAN ALBÜM: PEKİ PEKİ ANLADIK (1985)
Bu albüm, MFÖ’nün Avrupa’ya çıkış bileti olacakmış ama işler yolunda gitmemiş. Aslında ‘Didai Didai Dai’ Eurovision’a gitmeye hak kazanmış, ama ne yazık ki başarılı olamamış.
Avrupa’ya açılamamış olsa da bu albüm, bizler için bir başkadır. MFÖ, bu albümle MFÖ olmuştur. Albümün en sevilen şarkıları ‘Didai Didai Dai’ ve ‘Peki Peki Anladık’ olmuştur. Ayrıca ‘Peki Peki Anladık’ şarkısını da bir dönem birlikte çaldıkları Ayhan Sicimoğlu’na ithafen yazdıkları söyleniyor.
Albümün sound olarak “New Wave” tadında olduğunu söyleyebiliriz. New Wave, 1970-80 arası dönemde punk rock’tan esinlenerek ortaya çıkan bir akımdır. Funk, disco, reggae ve ska türlerinin bir karışımı denebilir.
Ayrıca MFÖ üyeleri dışındaki bütün müzisyenler ve kayıt elemanları da Hollandalıdır.
VAK THE ROCK (1986)
MFÖ’nün yenilikler denediği ve kapağında üç sevimli ördeğin bulunduğu bu albümdeki parçalardan altısı The Best of MFÖ’de yer alıyor. Ama yine de bu albüm, halkımız tarafından ilk iki albüm kadar rağbet görmemiş.
Özellikle albüme adını veren ‘Vak The Rock’ şarkısı, birçok farklı görüş olsa da o yılların çocuklarının aklına kazınmış. Ayrıca bu parça için Mazhar Alanson, “Bu şarkı aslında bizim öykümüzü anlatıyor.” demiş.
“Böyle de şarkı olur muymuş? / Bu iş karın doyurur muymuş?”
Kapağındaki çizgi film karakterleriyle çocuklara da yönelen bu albümdeki “Vak The Rock” şarkısının klibi ise Türkiye’nin ilk animasyon klibi olmuştur.
Belki de albümün çok tutmamasının sebebi, MFÖ’nün ilk iki albümüyle beklentileri çok yükseğe çıkarmasıdır.
HER EVE LAZIM: THE BEST OF MFÖ (1989)
İlk yarısı hareketli, ikinci yarısı daha yavaş şarkılardan oluşan bu albüm, herkese hitap ediyor diyebiliriz. ‘Sufi’ adlı parça ilk defa bu albümde görülürken diğer parçalar daha önce seslendirilmiş.
Gerçekten de herkesin başını, sonunu veya nakaratını ezbere bildiği en iyiler var bu derleme albümde, bir bakıma grubun konser setlisti diyebiliriz.
GELDİLER (1990)
‘İkinci Ele Güne Karşı’ diye nitelendirdiğim Ali Desidero, şüphesiz bu albümün en popüler şarkısıdır. Ali Desidero ve Anında Görüntü parçaları, rap esintileri taşıdığından grup için öngörü sahibi diyebiliriz. Ateş-i Aşka şarkısı bir ilahi yorumudur, ayrıca İk Ben uydurma sözlere sahip bir şarkıdır. Bu sebeple deneysel bir albüm özelliği taşır.
Ayrıca albümün adının Geldiler olup içinde Geldiler diye bir parça yoktur, ama “Geçiniz” vardır.
M.V.A.B (1995)
Her kesime -özellikle ergenlere- hitap eden ve albüme adın veren ‘Mazaretim Var Asabiyim Ben’ şarkısının sözleri kadar klibi de güzel. Klipte Fuat ve Özkan her ne kadar asabi durmaya çalışsa da o tatlı hallerini pek bozamamışlar. Mazhar ise sakin duruşuyla daha çok asabi havası vermiş. Klip hem eğlendiriyor hem de gaza getiriyor.
Ayrıca bu albümde neyi Ercan Irmak çalmış, çok da güzel olmuş. Erdal Kızılçay’ın albüme olan katkılarını da göz ardı etmemek gerekir.
‘Boş laf bunlar, hepsi bahane!’
ÇOK DA MFÖ DEĞİL SANKİ: AGU (2006)
Albümün ismi biraz tuhaf olabilir ama Alanson, Güner, Uğur’un baş harflerinden oluşuyorken bize söz söylemek düşmez. Çıkış parçası “Sarı Laleler” olan bu albümden iki şarkı, Cem Yılmaz’ın “Her Şey Çok Güzel Olacak” ve “G.O.R.A” filmlerinde kullanılmıştır.
Benim bu albümde sevmediğim tek şey: tam bir MFÖ olmaması. MFÖ’den ziyade bu üçlünün solo parçaları ön planda. Ama albümün müziklerinde üç elemanın da imzası vardır, o yüzden ne olursa olsun, oldukça başarılıdır.
Mazhar, Fuat ve Özkan… Şimdi neredeyse kırklı yaşlara gelmiş Y kuşağının ve hayatı yeni yeni tanıyan Milenyum gençlerinin; belki ilk aşık oluşlarında, belki ilk acı çekişlerinde, belki de ilk mutlu anlarında tanıştığı, duygularının en uç noktasındalarken dinlediği şarkıların yaratıcısı olan ve asla unutulmayacak üç müzisyen.
İlk nostalji yazımıza bu şekilde nokta koyuyor, bir sonraki yazımızda görüşmek üzere sizlere veda ediyoruz. Sizin için MFÖ’nün efsanevi şarkılarından oluşan bir playlist paylaştık. İyi dinlemeler!