Alize Peçin ve Yağmur Akkaya’nın yazısıdır.
Tam bir romantik olan Stephen Sanchez bu albümünde körkütük aşık olmuş! Albümdeki tüm şarkıların biriyle alakalı olduğu kesin.
Bize anlattığı hanımefendiyi bu kadar özel kılan ne?
“Something About Her”de Sanchez, bize küçük ayrıntıların ne kadar vurucu olabildiğini ve farkında olmadan hayatının aşkının ellerinden nasıl kayıp gitmesine izin verdiğini anlatıyor. Sanchez bize aşkını anlattıkça onu pişmanlık, bizi ise buruk bir his kaplıyor.
Koş git kızın peşinden!
Bir önceki şarkı bir farkına varış ise “Evangeline”, “I Need You Most Of All” ve “Only Love” bir yakarış! Bir yalvarış! Sanchez, Evangeline’e yalvarıyor; bak aşkından ateşlere düştüm, uyuma lütfen! Ben senin yastığın yatağın olurum diyerek uyurken onunla geçiremediği her an için yas tutuyor. Benim tek ihtiyacım sensin, ciğerlerimdeki nefes haram olsun diyor. Haydi gel benimle ol Evangeline!
Tabii bu bizim yorumumuz, 60’ların tatlı melodilerini içeren bu şarkılara belki de biraz arabesk baktık.
Seni bir daha asla bırakmayacağım, Georgia.
Sanchez sonunda aşkına kavuşuyor. Evangeline ya da Georgia, belki ikisi de aynı insandır.. Bildiğimiz tek şey “Until I found You”da Sanchez, sevgilisini bulana kadar ne denli kayıp olduğunu, aşkın ne olduğunu bilmediğini anlatıyor. Seni kaybedersem seni bulana kadar asla bir daha aşık olmayacağım diye verdiği sözleri hatırlatıyor sevgilisine. Tatlı bir kavuşma anı diyebiliriz.
Biz Sanchez söylemiştik, Presley çıktı!
50’ler ve 60’lardan bolca ilham alan Sanchez “Shake”te belirgin bir şekilde Elvis Presley’den etkilenmiş, bu hareketli parça eminiz ki dinleyen herkeste dans etme isteği oluşturacak.
Hissedebiliyor musun?
Sanchez, “High” şarkısında sevgilisine aslında her şeyi yapabileceğini sözleriyle muhteşem bir şekilde ifade ediyor. Ancak, bu şarkı sadece birkaç dakika sürdüğü için, daha fazla bu tarz kaliteli eski ve yeni müziği bir araya getiren, yüksek notaları mükemmel bir şekilde aktaran ve kulağımızdaki pası silen müziğe ihtiyacımız olduğunu düşünüyoruz.
You Know That I Would
“Doesn’t Do Me Any Good” adlı şarkı, sakinleştirici melodisi ve içimizi ısıtarak kalbimizin en ücra köşelerine kadar nüfuz eden yapısıyla dikkat çekiyor. Sanatçının sesinin ön planda olması da tekrar tekrar dinlemeye yol açan en büyük etken.
Hoş geldin Laufey!
“No One Knows” ilişkilerin kendilerine has sorunları karşılıklı diyalog gibi hissettirerek veriyor bize. Laufey’nin eşlik ettiği bu şarkı, dinleyicilere gerçek bir duygusal şölen sunuyor. İkilinin bir araya gelişini, duygu dolu sözlerle işlenmiş bir müzikal deneyim olarak anlatsak abartmış olmayız.
For all my heart is yours
“Kolların beni hiçbir şeyin kurtaramayacağı yere zincirledi” gibi etkileyici dizeler, “Caught In A Blue” parçasının genel enerjisini çok iyi yansıtıyor. Parça, tutkuyu derinlemesine anlatırken, özellikle gitar sololarıyla dinleyicileri bir serotonin rüyasına sürüklüyor. Eylül ayının enerjisiyle mükemmel uyum sağlayan bu parçanın tam zamanında piyasaya sürüldüğünü fark etmek güç değil.
My heart, for you, will stay
“Death Of The Troubadour” adlı parçayı diğerlerinden ayıran en belirgin özellik, sadece 6 dizeden oluşması ve olağanüstü orkestrası oluyor. Dizelerin sona erdiği yerde başlayan piyano eşlikli orkestra, dinleyicileri bambaşka bir dünyaya taşıyarak, sadece sözlerle değil, aynı zamanda enstrümantal olarak da güçlü bir hikaye anlatıyor. “Death of The Troubadour,” Western esintilerle piyanonun arasına incelikle dokunmuş dizelerin çok başarılı bir örneği.
Görüşürüz Angel Face
Albümün son parçası olan “Send My Heart With A Kiss” ile Sanchez’in rüyası tam anlamıyla mükemmel bir şekilde noktalanıyor. Albüm sona ererken, Sanchez’in tutkulu aşkını başka hiçbir şekilde ifade edilemeyecek bir biçimde aktardığını bir kez daha gözlemliyoruz. Parça, duygusal derinliğiyle ve samimi lirikalitesiyle son kez sanatçının kalbine ayna tutuyor.
