Röportaj: sevimo.

Söz yazarlığı ve besteciliği ile ön plana çıkan Sevimo ile röportaj gerçekleştirdik. Keyifli okumalar!

sevimo. kimdir? Bize hayat hikayenizden bahsedebilir misiniz?

Ben kendimi söz yazarı olarak tanıtmaktan hoşlanıyorum. Yaklaşık 8 yıldır profesyonel olarak müzik yapıyorum ve özellikle son 4 yıldır bağımsız ve kendimi daha çok yansıtan parçalar ortaya koyuyorum. 1995 İstanbul doğumluyum ve zaten edebiyata ve söz yazarlığına ilgi duyuyorken lise dönemimde kendi şarkılarımı oluşturmamla birlikte müzik benim hayatımda daha da önem kazandı, ardından da kariyer olarak bu yolu seçebileceğimi düşündüm. Sahnede olmayı tattım ve bunun yanı sıra eser üretirken daha da müzik dünyasına çekildim. İyi bir eser oluşturmanın tadı bambaşka! Kariyerimin ilk dönemlerinde o zamanların en iyi plak şirketi olan Doğan Plak Şirketi ile anlaşmada bulundum. Sonrasında, başkalarının benim üzerimde projekte ettiği karakterler ve müzik tarzlarını kendime uygun bulmadım ve 2 yılımı şirketle pop single yaparak geçirdikten sonra yapmak istediklerim doğrultusunda yurt dışına açıldım. Avustralya ‘da ilk bağımsız albümüm olan ‘Gece Yarısı Notları’ üzerinde çalıştım. Kayıtlar için Türkiye’ye döndüğümde de asıl kariyerimi başlatmış oldum.

Müziğe nasıl başladın? Dönüm noktaların nelerdir?

Söz yazarlığına duyduğum ilgiyle birlikte grup kurmaya yöneldim ve kendimi stüdyo içinde buldum. Yabancı dil bilgimden dolayı mikrofon başındaki kişi hep ben oluyordum. Kayıtlarımız ilgi gördükçe müzisyenlerden teklif almaya başladım. Bu kariyer yolculuğunda 19 yaşımda plak şirketlerinden ilgi görürken 20 yaşımda anlaşma imzaladım ve müziğe karşı hevesim gün geçtikçe arttı. Bunun yanı sıra şarkılarımın beni daha çok yansıtmasını hedefleyerek bağımsız bir sanatçı olarak üretme fikri beni daha çok çekiyordu ve ben de bu yolu seçtim.

Sana neler ilham verir? Kariyerin boyunca sana yol gösteren ya da idolize ettiğin biri var mı?

Tamamlanmamış hikayeler! Genelde mutlu sonla bitmeyen, hayata dair yarım kalmış hikayeler içimde bir şeyleri harekete geçiriyor. Beni bir yazar olarak yerimden kaldıran ana duygu tamamlanmamışlık. En çok ilham aldığım sanatçı modern müzikte Alex Turner. Onun kalemini oldukça beğeniyorum ama bulunduğumuz toplumda sanatçının karakteri ve eserleri bir tutuluyor, kişi hakkındaki görüşler onun ürettikleri konusundaki görüşleri de doğrudan şekillendiriyor. Bunun tam tersi olduğunda yani sanat ve sanatçı ayrı tutulduğunda üretkenlik çok daha artıyor ve daha gerçekçi eserler ortaya çıkabiliyor.

Şiirle ilgilenmeye nasıl başladınız?

Ben kendimi bildim bileli iyi yazılmış edebi metinlerden etkilenirim. Küçüklüğümde bile Dream Türk izleyip İngilizce şarkıların alt yazılarını takip ederdim ardından da zaman geçtikçe zevkim oturmaya başladı. Lise çağımda İkinci Yeni hareketi, Güney Amerika yazarları, Pablo Neruda ve daha birçok etkilenmem oldu. Sözlerin kuvvetine inanıyorum bu yolda da Türk şairlerden yardım alıyorum. Turgut Uyar’a ait olan “Çoluğu Çocuğu Terk Edicem”, Ahmed Arif’in “Tutuklu” şiiri aklımda yer eden eserler arasındadır.

sevimo. neler dinler? Dinlediklerin ve sektörde tükettiklerin ürettiklerini nasıl etkiliyor?

İlham almaya çok önem veriyorum ve hayranlık duymaya oldukça müsait bir yapım var. Bir nota kendine has basılınca ve ben bunu fark edince bile hayran kaldığım oluyor. Şu an en büyük etkilenmem kesinlikle seyahatlerim. Halihazırda Türkiye’ye yeni döndüm ve yapmış olduğum gezide etkilendiğim birçok şey oldu. Tazmanya’da Lime Cordial ile tanıştım, Olivia Dean son zamanlarda çok başarılı bulduğum isimler arasında ve bunların yanı sıra katıldığım PALLAS konseri benim için oldukça ilgi çekiciydi.

Yeni Zelanda sana neler kattı, hayatında ve şarkılarında seyahatlerinin nasıl etkisi oluyor?

Rutinlerden hiç hoşlanmıyorum, bir yere takılı kalmak köreldiğimi hissetmeme neden oluyor, rutini kırmak, zihnin alıştığı yollardan başka yollar keşfetmek ve güneşin başka yerlerde nasıl parladığını görmek bana başka bir gerçeklik kazandırıyor. Üniversite eğitimimden sonra Avustralya’da yaşama fırsatım oldu. Türkiye’de zorlandığım bir dönemde bu seyahat bağımsız kariyerime katkıda bulundu.

İlgi alanların neler? Sanatçı kimliğin bu alanlardan besleniyor mu?

Okumayı çok seviyorum ve aslında bu da doğrudan söz yazarlığımı etkiliyor. Özellikle Doğu Felsefesi ve Modern Felsefe başta olmak üzere son zamanlarda felsefeyle ilgileniyorum. Spor, aktif bir şekilde hayatımda ve cross fit yapıyorum. Bunların yanı sıra müzik her zaman hobilerim arasında bulunuyor çünkü müziği direkt iş olarak kabul etmekle büyüsü bozuluyormuş gibi hissediyorum ve onu ilgi alanlarım arasında aktif bir şekilde tutmaya özen gösteriyorum.

Önümüzdeki Aylarda yeni bir şarkı, episode ya da albüm gelecek mi? Gelecek projelerde bizleri nasıl bir Sevimo bekliyor?

11 aylık bir seyahat sonunda güvendiğim bir kaç şarkıya sahibim .Önümüzdeki haftalarda çalışmaya başladıkça kısa sürede paylaşmaya hazır duruma geliyor olacaklar. Aralarında benim için özel olan bir şarkı da var, aynı duyarlılıkta buluştuğum bir sanatçı arkadaşımla birlikte bu şarkıyı da seslendirmek istiyorum. Önümüzdeki iki yılı kolaylıkla planlayabileceğim şarkılara sahibim. Onlar üstünde çalışırken de yenilerini üretiyor olacağım ve Yeni Zelanda’ya taşınmamla birlikte kendi hikayemin 2. kısmını başlatmış olduğumu düşünüyorum.

Parçalarından favorim diyebileceğin bir tanesi var mı?

Son şarkım kendimi kısıtlamadan yazdığım, hislerimi rahatça kâğıda aktarabilmiş olmamla benim için ön plana çıkıyor ama “sana mutsuzluk yakışmaz” sanırsam her şeyiyle ön planda bulunan şarkımdır.

Bizimle hikayesini paylaşmak istediğin bir parça var mı?

Son şarkımın hikayesi aslında Avustralya’ya gitme sebebimi açıklıyor. Aslında sözlerinden de açıkça anlaşılabiliyor.

sevimo.’nun guilty pleasure’ı nedir?

Müzisyen olarak Ayşe Hatun Önal’ı çok severim. Bence Türkiye’nin en iyi pop sanatçısı olabilir. Marş gibi şarkı yapmak zordur ve onun şarkılarının bu anlamda ortaya çıkan eserler olmasıyla ona hayranlık duyarım. Ayrıca “Kalbe Ben” şarkısı Türkiye’nin ilk deep track’i olarak çağın ötesindedir.

Son olarak müzik endüstrisinin şu anki durumu hakkında ne düşünüyorsun? Yolun başındakilere tavsiyelerin neler?

Şu sıralar müzik, plak şirketlerinin hegemonyasından çıkıyor bunun büyük bir artısı olarak bu dünya gittikçe özgürleşiyor ama bunun yanı sıra hızlı tüketim ve belli ölçütlerde kalite düşüklüğü ile karşılaşabiliyoruz. Fakat yine de özgürce müzik üretebilmek tüm dezavantajların önüne geçebilir. Bu endüstrideki insanların üretimleri için plak şirketleri karar mercii olarak görülmüyor. Üretmek çok önemli, iyi sese sahip olmak ya da iyi enstrüman çalmak bulunabilir şeyler ama iyi bir yazım ve beste becerisi az bulunuyor ve üstüne çalışılması gerekiyor.

Yazı oluşturuldu 115

Benzer yazılar

Aramak istediğinizi üstte yazmaya başlayın ve aramak için enter tuşuna basın. İptal için ESC tuşuna basın.

Üste dön