Zeynep Kurt’un yazısıdır.
Arter, İstanbul’da 2010 yılından bu yana faaliyet gösteren bir modern sanat alanı. Koleksiyon sergisinin yanı sıra birçok sanatçıya da kendilerini özgürce ifade edebilecekleri bir alan açıyor. Öte yandan Arter’de birçok sergi ve düzenlemenin ortaklaştığı bazı noktaları bulmak da mümkün. Bu eserlerde artık sanatsal sınırların bulanıklaştığını ve yerini birbirinden bağımsız sanat pratiklerini harmanlamayan yapılara bıraktığını görüyoruz.
Yazımıza konu olan Yağmur Ormanı V (varyasyon 3) de böylesi eserlerden bir tanesi. David Tudor’un tasarımının John Driscoll ile Phil Edelstein’ın eklediği seslerle olan birleşiminden ortaya çıkan Yağmur Ormanı V (varyasyon 3), Melih Fereli küratörlüğünde sanatseverlerle buluşuyor. Eser endüstri, teknoloji ve doğadan yola çıkarak titreşim, ışık, ses gibi çeşitli uyaranlarla duyularımıza hitap ediyor. Yağmur Ormanı V, oldukça endüstriyel metalik bir yapının içinde sesin dönüştürücü gücüne tanık olmamızı sağlıyorken eş zamanlı gerçekleşen “Dinleyen Gözler İçin” sergisi de tam tersine bir yöntem izliyor. Müzik ve ses izleklerinin sık karşımıza çıktığı sergide sese dair her şey var ancak sesin kendisi yok. Bu iki sergi birbirini bu anlamıyla tamamlar nitelikte diyebiliriz.
1960’larda öncelikle bir beste ile başlamış olan Yağmur Ormanı, farklı dönemlerde kendini yeniden inşa ederek devam eden performatif bir esere dönüşmüş. İnisiyatiflerin ortak çalışması zamanla Yağmur Ormanı’nın farklı varyasyonlarını ortaya çıkarmış ve hemen hemen 60 yıla yayılmış. Metin Fereli, müzisyenlerden ses mühendislerine kadar birçok farklı meslek grubundan insanlarla bu çalışmayı ortak yürütüyor, belki de hepsini kesişimlerinde buluşturuyor. Yağmur Ormanı V’ in en ilgi çekici yanlarından bir tanesi ise Fereli’nin günlük hayatta kolaylıkla karşılaşabileceğimiz objeleri yüzey olarak kullanıyor oluşu. Ev eşyalarından tahtalara, plastik kaydıraklardan metal levhalara kadar farklı materyallere aktarılmış yüzlerce ses dosyasının herhangi bir ahenk gözetmeksizin birbirinden bağımsız çalındığını duyuyoruz. O dosya bittiğinde bilgisayar programı rastgele yeni bir dosya seçiyor ve daha önce belki de hiç çalınmamış yeni bir kombinasyon çalınmaya başlıyor. “Rastlantısallık” kavramını odağa alan bu yapıda sürekli yeni bir şey üretiliyor, geçmişe ve geleceğe bakılamıyor oluşu bizi ana bağlıyor ve rastlantı üzerine düşünmeye itiyor.
Bu ilgi çekici sergide nelere rastlayacağınızı merak ediyorsanız Yağmur Ormanı V (varyasyon 3), 30 Ocak 2022’ ye kadar Arter’de sergileniyor olacak.
Sergileri Arter’in sitesinde ziyaret etmek için: